Pages

Ads 468x60px

19 Ekim 2014 Pazar

İKİ BİRA İÇTİM VE ÇOK ÖZLEDİM

      İki bira içtim. Çok özledim. Bir ölünün kırkı çıkmamıştı henüz, bir bebeğin adı konmamıştı o zamanlar. Biz şimdi neydik?  ya da ne değildik bilmiyorum bile. Bir kaç kıyamet kopmuş, Tanrı insanı yaratmıştı.
Ben o vakitten beri , yani o kahrolası meyvanın yenilişinden beri iki bira içiyorum ama ilk kez özlüyorum.
Evet. Evet. fark ettim bunu ve şuan kalmak istiyorum. Sorsanız mitolojik bir tanrıya elbet "günah! "der buna. ama ben ilk kez özlüyorken içiyorum Tanrım, bir küçük torpil yapamaz mıyız bana? Yani bana da mı günah!
     Doğmadan önce küllerimden ankanın kanatlarında, çok soru sordum "neden?" diye. "neden?" dedim milyonlarca kez, neden? ama en çok özlemeyi merak ettim. Birini, bir şeyi, gelmişi, geçmişi özlemeyi merak ettim. Dedim " insan nasıl özler?".  Gelip geçen rüzgarlara, gelip kalan yalanlara, delip geçen kurşunlara, öldürüp dirilten Allah'a sordum: " nasıl özler bir insan ." Sordum en yakınıma, en uzağıma, bana en uzak olan sırtıma sordum. En sevdiğim kitaptaki Selim Işık'ı özleyen Turgut Özben'e sordum, "bazen" diyen Nejat İşler'e sordum özlemeyi. Ben daha önce hiç özlemedim. Cem adriana'a sordum. Kıırmızı Tuborg'a karısı yeşil Carslberg'e sordum Heineken'de  oturdukları o buz gibi  dairede. Sordum soruşturdum, aklımın iplerini kördüğüm ettim ama kayboldum özlemenin yemyeşil ormanında.     
Can çekişen bir ceylan gibi , aslanın pençesini yemiş bağrına, titriyordum. Can veriyordum, göğü görüyordum. yıldızlarında altında ölüyordum ama yine özlemeden bitiyordu.
Yükselen bir ses, bir nota en sevdiğim şarkı . Özlemekten bahsediyordu. "özledim " diyordu,"çok özledim" diyordu. Özlenen hep uzakta mı olmalıydı? Hep uzaktaki birini mi özlerdi insan?  İnan hiç bir fikrim yoktu.
Cevap alamıyordum. Aradığım kişiye şuan ulaşamıyordu. Numaram yoktu belli ki. Ben iki bira içiyordum. Ama çok özlüyordum, ilk kez.
Sanki o kıtayı ilk kez keşfederkenki gibi, ilk kez çaresiz bir aileye çocuk umudu aşılarmış gibi özlüyordum. Heyecan duyuyordum. Sessizce fısıldıyordum kulaklarıma " evet" diyordum " evet. bu özlem olmalı. sonunda beni de ziyaret ediyor işte".
iki bira içtim, bir kaç damla bıraktım gönlüme.biranın birazını döktüm ama hala özlüyordum, hala.
öpüyordum elbet kutsal bir kitabı öpermiş gibi biramı, başımın üstüne koyuyordum özlemi. İnsan karar vererek aşık olmaz demişti kıymet bulamamış bir filmde başrol oyuncusu, ben karar vererek özlüyordum. İnatçıydım, biraz sarhoş. belki de bu yüzden cenneti görüyordum. Bilmiyorum nerden esti kafama, ben  yazı yazmayı bırakmıştım ama hazır özlemişken yazmak istedim.
kalemim adıma bir şeyler karalarken ben dilim döndükçe özleme eşlik ediyordum. Bazı anlar vardır. Bazı mesafeler. Bazı hayatlar ve bazı kadınlar vardır ki nerede olursa olsunlar daima kulaklarında bir çınlama olur. Çünkü ben özlüyorum , onu anıyorum, onu düşünüyorum, onunla kendi kendime, sanki buradaymışçasına konuşuyorum. Kulaklarımın pasını onun ismiyle siliyorum. İki bira içiyorum, bir kadını özlüyorum ve biraz ağlıyorum.

tahrik oldum. iki bira ve çokça özlem tahrik ediyor insanı, deneyin

Şaban Sarı 181114 Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...