Pages

Ads 468x60px

2 Aralık 2012 Pazar

Ruh Parçaları #24

   #24 sönen düşler kırmızı bir balon gibi         
    bir gün biri gelipte size asla "ne istiyorsun" demez, kimse bize fikrimizi sormaz çünkü zaten belirlenmiş bir düzenin tam ortasına düşeriz doğduğumuz ilk andan itibaren ve yüzyıllardır dönen bu çarkta sadece yeni bir dişten daha fazlası olamayız. Bu yüzden bu topraklarda farklı olanlar asla sevilmez, çarkın düzenini bozmaya çalışanlar hep taşlanır ve fikirlerin önemi yoktur, değişmeyi kimse istemez; dayatılanları yaparsan özgür olursun. Herkes okula gitmeli, doktor olmalı, kendine uygun bir eş bulup çocuk yapmalıdır. Hayatın matematiği bu kadar basittir! :Fakat matematikten anlayan dahiler asla basiti seçmezler ve hayallerinin peşinden giderler, sorsanız da sormasanızda?          çocukluğumu hatırlıyorum, her şeye gücüm yeterdi, ne istersem yapabilirim gibi düşünürdüm. Canım istediğinde top oynar sıkıldığımda salçalı ekmeğime gömülürdüm. çok geniş bir hayal gücüyle her şeyin yapıldığı zamanlardı ve ben/biz büyüdükçe o güçten eser yok. Bu hayatın bize diğer yüzünü gösterme şekli. Birilerini memnun etme telaşıyla kendi düşlerimizi unutuyoruz ve "ordinary" bir düzene adapte olunca, "dünyayı ben mi kurtaracağım" modunda yaşıyoruz! unutuyoruz o dünyanın kendi dünyamız olduğunu. çocukken tek bir arkadaşım astronot olmak isterdi ve hepimiz gülerdik; şimdi astronot değil! fakat istemek bile bazen güzeldir, çünkü kendin için istiyorsun!
        biz buraya kendimiz için geldik, kimsenin düzenine ihtiyacımız yok; fotoğrafçı olmak için okula gitmek gerekmiyor ya da filozof olmak için ; fakat herkesin de doktor, mühendis, öğretmen olması gerekmemeli; ekonomik çıkarlar bizim düşlerimizin kara delikleri!
     ilk keşke'den önce şöyle bi derin nefes alın derim; çünkü yaşlandıkça daha çok keşke diyeceğiz gibi...

Ş"S


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...