Pages

Ads 468x60px

22 Mart 2015 Pazar

Ruh Parçaları 151: Atlas'ın Evinde Laf Kalabalığı

     1+1 deliliğimin kapısından içeriye adım atınca karşına çıkan ilk soldan kalbimin gürültüsüne ulaşacaksınız, sakın şaşırmayın Efendim. Evin yolunu unuttunuz, ben zaten yoktum; siz yine de Anadolu'dan esen samimi rüzgarlarla kapıma geliniz. Tanrı bir vahiy gibi sizi bana yollasın, siz bir misafir gibi gelirsiniz zaten. Buralar size yabancı gelebilir, delilik paylaşılınca her şey yenilendi benim için çünkü... Sizden taşınmıştım, hatırlarsınız; sizin içiniz aşk ve delilik için fazla dardı zaten...
     Ah, kaybolmadan gelmişsiniz. Ben de size bir masa hediye etmek üzereydim. Buyurun efendim...

      - Siz yokken, Hacca gitmiştiniz çünkü, ben çok sıkıldım efendim. Sıkılmak, güzel bir pazar aktivitesi olabilir ama pazartesi gelince takım elbiseler içerisinde sıkılmak mesaide kafamdaki bitleri ayıklamama bile yardımcı olmuyor. İçime sıkıntı doluyor efendim, bir balon gibi şişiyorum çocukların elinde... Balonlar neden mutlular? Biraz daha büyüse öleceğini bile bile neden mutlu olur balon... Kafamda darmadağın konuşmalar, o kadar çok mevzu var ki içimde efendim....
     - Haddinden uzun sustuk ama sana bir sır vereceğim, tüm bu dağınıklılığa aşk iyi geliyor Atlas... Aşk, gökkuşağı Atlas. Onu görünce konuşamaz insan, omzunu sıcak bir yere verip, saatlerce onu izler de sıkılmazsın. Bazen acıkırsın, hemen yanında duran kıpkırmızı dudaklardan bir duble alırsın, doyarsın Atlas. Aşk sıkmaz, aşk karın doyurur da.
     - Her şeyin bir karşılığı olmalı. Çeklerin, günahların, belki sevapların yahut zulümlerin... Her şeyin bir karşılığı olmalı evet, ama en çok aşka karşılık verilmeli efendim. Ve buzlu rakı bardağının buğulu penceresinden bakınca bile görülüyor ki, siz en büyük ikramiyeyi kazanmış ve karşılığında bu tek kişilik delilikten kaçarak çift kişilik bir geleceği etmişsiniz. Mutluluk nasıl bir şey efendim?
     - Süreya'nın bir yalnızlık tanımı vardır, bilir misin?
     - Hayır efendim, ne haddime.
     - Yalnızlık, bir ovanın düz oluşu gibi bir şey, der Süreya.... Ankara-İstanbul seyahatlerinde gördüğüm o çırılçıplak ama insana haz vermeyen arsalar aklıma geliyor, ve sonra yalnız kaldığım o kabus saatleri.  İşte Atlas tüm bunların kalabalığında yalnızlık ne kötü, ne şeytani bir şey anlamışsındır. Yalnızlık radyasyon gibidir ve çoraktır toprakları, yeşile yer yoktur; umuda da yer yoktur yalnızlıkta.... Mutluluk nasıl bir şey diye sordun ya ; işte mutluluk bu çorak ve sapsarı ovalara,  küçük anılar dikerek bir hatıra ormanı oluşturmak ve o hatıralarda başrolü paylaştığınla birlikte o ağaçların gölgesinde sevişmektir Atlas...
    - Mutluluk bir ağacın gölgesinde sevişmek gibi bir şey, yani.
    - Sen öyle diyorsan Atlas!
    - Ben artık izin alayım Atlas.
   - Siz ne zamandır izin alır oldunuz efendimiz. başına buyruk keyfiyetçiliğiniz emekli mi oldular.
   - Herkes bir gün izin alır Atlas. Herkes.
   - Ben sizi geçireyim efendim, dağınıklığıma biraz kalabalık katmak için yine geliniz, yolu öğrendiniz artık.
   - Eyvallah.

Şaban Sarı 22.03.15


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...