#90
Bir şehir ve bir insan, ne kadar benzeyebilirler birbirlerine?
Yağmura hasret çorak bir araziden ibaretken her şey, zamana karıştıkça üzerine konulan taşlarla yükseliyor duvarları şehirlerin. ölüm sessizliğinden doğuyor canlı binalar. Ölüm aslında daima bir yaşamı taşıyor karnında... Yardıma muhtaç doğuyor bir insan. Uyutulup uyandıkça tanıyor dünyayı ve her insan bir pencere oluyor cahil bedenine.
Şehirler güzel. Tüm ihtişamıyla yabancı bir yolcuyu karşılıyor.Gece. Tepelerden şehrin ışıklarına koşuyor yolcu. Güzel bir bedene koşan ruhlar gibi. Şehrin sokakları dar, ışıkları soluk ve binaları soğuk oysa. Tıpkı gözlerinde duygu olmayan kadınlar, fikrinde heyecan olmayan adamlar ve sevişmelerinde aşk olmayan herkes gibi... Çok yakın ama bir o kadar uzak ikisi de birbirine. Aynı adımda fakat ayrı kutuplarda. Bir şehri insanlar kuruyor ve yaşatıyor. Güzelliğine güzelliği insanlar katıyor ve bir insanı da insanlar ayakta tutuyor, güzelleştiriyor. Yaşama bir insanla bağlanıyor insanlar... Depremler oluyor, ölüm kol geziyor caddelerde, çocuklar ölüyor şehirlerde... Fırtınalar kopuyor, savruluyor ruhları insanların. Aşık oluyor insanlar, ölüyor düşler içlerinde; ölüm kol geziyor...
Zamanından önce yıkılan kentlerde ancak yalnız insanlar barınıyor. Bir şehir ve bir insan beraber ölüyor...
"Ş"aban "S"arı
28 Haziran 2013 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder