Pages

Ads 468x60px

15 Şubat 2013 Cuma

YANIK DÜNLER

YANIK DÜNLER

Ben böyle biri değildim, beni çoğul zamanlar bu hale getirdi,
Ruhumdaki ateş, damarlarımda katran karası isler bıraktı,
Duygularımı saran kötü niyetli bir tümörün adı: insan.

Gözlerim renksizdi, ama rengarenk görürdü herkesi,
Hümanistti, aşıktı, inanmış bir vatanseverdi;
Reddettim hislerimi ve bedenimi, bir intihar notu bıraktı biri,
Gitti; oyunbozan bir isimdi, en sevdiği oyunu bırakıp gitti.
Sevdiğimdi, bana gerçeği gösterdi: nefretimdi.

Tüm benliğimi kendimden uzağa sürgüne gönderdim,
Naftalin bir geleceğe sardım hisleri,
Kilitledim varlığımı, büyüler içerisine sakladım kendimi,
Büyülü sözcükleri unuttum sonra, yuttum boynumdan büyük lokmaları.
Sus’tu adım, yok’tu varlığım
Kimliğimde bir adım vardı, birde Tanrı: dayanağımdı.

Kapalı kapılar ardından, parmaklıklar ardında
Saklı kağıtlar, gizli tarikatlar arasında,
Bir kahvaltı sofrasında, bir gölgeydim, bir ruhtum bir cesettim:
Duygu tanımadığım bir kızın adıydı.


Duygularımı gösterdiğim tek yer bir cenazede bir tabutun başıydı
gelmişte geçmişte o an ben'dim;
elime bir kitap verdiler okuyamadım,
sadece ağladım: ben ölüme hiç alışamadım.

Yanık geçmişteki et kokan sevdalara, arkadaşlıklara ve ölümlere hiç ama hiç alışamadım: MIŞ gibi göründüğüm bir hastalıktım, idam edildim
Yargısız infazcı dişi bir cellâdın ellerinde,
Yetimdi, öksüzdü ve kalpsizdi: o sen’din.

Duygularımı gösterdiğim tek yer, bir cenazede bir tabutun başıydı:
O benim kanımdı,
Ardında kalan ucu yanık bir fotoğraftı:
Babası ölü bir çocuk kucağında.

Bir gün bir fotoğraf çekeceğim
Sevdiklerimden çok sevdiğimi sandıklarımı model yapacağım:
Bu bir oyundu herkes kaybetti:
Ben gitme demeyi hiç düşünemedim,
Ölümü hiç sahiplenemedim.

"Ş"aban "S"arı
                                  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...