Pages

Ads 468x60px

6 Eylül 2013 Cuma

Ruh Parçaları #114

Ruh Parçası #114
Sıkıcı ve Uzun Bir Gece Muhabbeti

-Ne kadar da sessiz ve yıldızsız bir gece...
-Sen sevmezsin böyle saatleri.
-Sevmem için bir sebep yok ki. Ruhumu emen sonsuz bir karanlıktan başka bir şey hissettirmiyor bana.
-Bu kadar sıkılacak kadar yalnız kalmak senin için bile iyi değil. Sen artık kalabalık yalnızlığınla anlaşabilecek kadar huzurlu değilsin. İçinde, lanetinle kuraklaşmış çöllerde yeniden yağmurlar yağıyor, hissediyorum. Filizlenen duygular canıma batıyor, farkında mısın?
-Elimde değil. Ben öldürmeyi iyi bilirim içimdekileri, hissettiklerimi büyütebilmeyi hala öğrenemedim. "Kurumuş kuyulardan su çıkarmaya çalışmayalım tamam ama en susuz yazlarımızda bize serinlik oldu geçmişimiz."  diyerek buradan yaşamımın her hangi bir kaderinden talihsiz bir şekilde geçmiş bulunan tüm kadınlara da pişmanlıklarımı iletmeden geçmek istemiyorum bu nursuz suskunluklardan.
-Kes saçmalamayı ve yazını yaz! Bırak artık şu sararmış kağıtlarda kalan gönül sancılarını. El cümleleriyle acı çekilmez, hem sen giderken hiç bu kadar duygusal değildin, gitmeyi de iyi bilirsin de şimdi mi aklına geldi "elveda" demek?
- o zaman elveda demek hiç bitmeyecek bir romanın kaldığım yerine ayraç koymak olurdu, oysa bi tek ben biliyordum yarım bıraktığım hiç bir şeye geri dönmeyecek kadar unutkan olduğumu. Gitmek en çok kalanın canını yakar sanıyorsanız insanlar, siz daha önce gitmediniz mi. Acılarınız sizin sakinliğiniz, hatıralarınız  sizin yükünüz her zaman. Kalan tüm ağırlıkları size miras bırakıyor ve her girdiğiniz kapıda gözler ilk yükünüze takılıyor. Gitmek kendinden bir parçayı geride bırakmadan olmuyor, kalmak belki anlık bir yağmur damlası fakat gitmek daima soğuk bir mevsimin tatsız hatırası oluyor.
- sen kendini hep bir yerlerde unuttun, çok geç kaldın ölmeye de biliyor musun, ölmek için bütün olması gerekir insanın yoksa Tanrının seni parça parça kabul edeceğini hiç sanmıyorum. Topla kendini biraz, yakışmıyor delikanlılığına. Her ne günahın varsa ben affediyorum seni. Zaten mühim olan da insanın kendini affedebilmesi değil mi şu burnu uzun dünyada.
-bi siktir git ya. Sen benden de sıkıcısın bu gece.
- İnsan kendine küfreder mi, ne kadar da ayıp. Geceleri ne kadar yalnız uzuyorsa sende o kadar sıkılıyorsun, yalnızlığın ruhunun dört duvarını daha da daraltıyor anlaşılan.
- Konuşabileceğim aynalardan çok keşfedebileceğim hayallere ihtiyacım var. Keşke bu kadar hızlı tatmasaydım yasaklarını cennetin. Zor zamanlar için heyecanlar saklamasını öğrenmeliyim.
-Sende herkes gibi kendi yaşadıklarını abartıyorsun, arabesk ruhlarınız ancak bundan anlıyor  sanıyorsunuz ama bizler yeryüzüne düşmüş milyarlarca dileği tutmamış yıldızdan yalnızca biriyiz. Işığımız bir başka güzellik olmadan bir şey ifade etmiyor, anlıyor musun! Abartma acıların bir başka acının kefesinde ağırlık etmeyecektir. Yaşamana bak
-Ne o ağlayacak mısın yoksa?
-Güldürme beni, yaşlarım tanıdık bir ölümün başında kurudular. Gözyaşlarımız kelimelerimizdir, diğer tüm öksüz şairler gibi.
- Şapkam yollarına dökülen saygı karanfilleriyle dolu, büyüğümsün.
-Gururlu bir gün daha dünde kalıyor, günler sanki hep dün. Gurur tüm gündüzleri tutmuş bırakmıyor, zaman benden değil, ben zamandan geçiyorum ve nerede tüm sevenler?
- Gurur'a gittiler gelmezler artık.
- Dolunay biliyor Sirius ona aşık, Sirius'ta haberdar Dolunay'ın hislerinden ama aralarında kocaman bir hasret, yakıyor dokundukça birbirlerine gündüzleri. Hasretler göğe yazılıyor, suya anlatılıyor, mektuplara akıtılıyor ama seven sevene nefretten başka güvercin gönderemiyor, çok saçma.
- İnsanoğlu saçmalamak için yaratılmış bence. Yaratılış amacı aşk'a, O'na varmakken insanlık savaşmayı, öldürmeyi tercih ediyor. Gerçekten çok saçmaladık.
- Eğer deliler olmasa ve sanatı keşfetmeselerdi geceler çok daha uzun ve karanlık olabilirdi. Alkol çıplaklığında daha özgür hisseden tüm ruhlar için söyleyelim gelecek şarkılarını, sevişmek varken tüm uzun gecelerde yalnız kalmak, hemde herkes herkesi ölesiye severken, gerçekten çok saçma!!!
- kim lan bu yalnızlar, neden yalnız kaldı güzel kadınlar çirkin adamların yataklarında. Geceler uzunken kısacık dakikalara sığma çabası niye! Nerede romantik akrepler arayan sarışın yelkovanlar, kızıl kanatlı hazlar dönüyor sıcaklığında kadehlerin, bekletmeyin!
- susalım da yalnızlıktan ölsün herkes, sonra yine geliriz.

Şaban Sarı




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...