EYLÜL’E ŞİİR
Tüm Eylül’lerin ölüm, doğum ve
sevdalarına
1
Bulutların sırtında ağır
ölümlerin mevsimi.
Karanlık coğrafyalarımda
azrailler kol geziyor,
Rüyalarımın ensesinden
yakalamışlar; korkuyorum vakitsiz göçlerden.
Geç kalmaktan da korkuyorum en sevdiğim
ömre…
Soğuk yaşlar kurak duygularımda,
toprak kokusuna karışan sesine hasret,
Saçların bereketli göklere
benziyor üstelik.
Aydınlık ruhlar uğurlanırken,
teninden yağmurlar eksik olmuyor
Benim tüm şehirlerim biraz aşık…
2
Güzler dökülüyor damla damla yanaklarımızda
Yollar aramızda tarifsiz uzuyor,
Uzaklarda kaldı o en sevdiğimiz tanıdık sözlerle yaptığımız
sohbetler.
Zaman yapraklarını dökerken,
Sensiz sokaklarda
Bir bulutun canı yanıyor ve çocuklar masumiyet uykularında
anlatıyorlar bu korkuları.
Ölümün elinde tuttuğu yorgun ülkelerde tükeniyor umutlar,
özlem bulutları tüm çatıların üzerinde.
3
Eylül’ün göçmen kuşları taşırken geri hükümsüz ruhlarımızı
Şehirler bereketli sevişmelere hazırlanıyordu.
Kökleri durmuş ve unutulmuşken saatler , fırsat bu fırsat
Bağımsız huzurların içinde uzanabiliriz tüm yasaklara,
korkusuzca.
4
Bir kelebeğin ömrü kadar uzun ve turuncu bir günde
Ölümsüz güzelliğini pencereme getiren serin bir meltemdi,
gördüm.
Ardına bile bakmadan bir gökkuşağına gittin sen, anlamadım
Kırık kanatlı bir kırlangıç kadar öksüzdü tüm Eylüllerim
şimdi!
Dünya bahçesinde kuru bir sevda ağacına bağlı dileklerden
biri senken
Gün geceye döndükçe soğuyor heyecanlar, avucumda ölüyor en
çok sana yakışan gelecek
Tüm sıcak renkler Ekim’e doğru soğurken, sen gitme !
5
Öyle bir Eylül ki bu, yeniden alevleniyor küller
Tek başına bir mevsimi sırtlamış gidiyor…
Ardında tüm hüzünlü ruhlar, hepsinin göğsünde koca bir
yalnızlık yıldızı!
Tüm bu dağınık heyecanların arasında en sevdiğimdir ellerin.
Bulamıyorum kalabalık caddelerde gözlerini….
Kıvrak bir ses doluyor ruhuma, umutlanmamak elde değil
Turuncu günölümlerinde sevebilir miyim güzelliğini tüm
mevsimler boyunca?
6
Canına rakı kaçmış saatlerde adını duyurmaya çalışsam
Tanrıya
Cevap verir misin aşka?
Romantik ölümlerde ağır ağır eriyor mumlar,
Böyle gecelere katıl kelimelerime.
Dökül dualarımdan dudaklarımın yollarına …
Bekliyorum Bayan Tanrı, beni bulduğun yorgun Eylüllerin
üzerinde…
7
Anlatacaklarım varken daha güzelliğine, kıskanç bir şehir
girebilir aramıza
Sevdiklerim ne kadar sevdiysem o kadar uzak, daima!
Sabırsız heyecanların içinden sesleniyorum:
İnadını çıkart Ey Eylül!
Bilmediğin o kadar ölüm var ki cebimde
Günahlarımın bedeli olmak da var kaderinde
Temizlendiğim gün olmak da…
8
Ve uzun bir ömrün yaprak dökümleri ardımda kaldı
Sonsuz bir Eylül bitiyor bu şehirlerde üstelik!
Şaban SARI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder