Pages

Ads 468x60px

30 Ekim 2013 Çarşamba

Ruh Parçaları 125- 131

Ruh Parçaları

#125

zamanın gölgesi düştü üzerimize, üşüyorsan geleceğimi al.

#126

sığ bir nehrin yatağına uzanmış soğuk suların içinde yaşıyor gibiyim... Ürperiyor canım ölümün nefesine kulaç attıkça.. yağmurlara dokunuyorum, dökülüyor saçlarımdan yaprak yaprak düşlerim; aklım şimdi çok uzaklarda. Bekler insan, uçurumun kenarında tutunacak tek bir dalı bekler, yalan olsa da inanmak ister.

#127

hiç yanlış anlaşıldığın oldu mu? Sevmeye çalışırken, bir cümleyle öldüğün oldu mu hiç? İnandığım tüm değerlerin gece yarısı ansızın sorguya götürülüp bir daha onlardan haber alamadığın oldu mu hiç? Hiç severken unutmaya çalıştın mı? Hiç bu kadar depresif bir şair gördün mü peki?

#128

İnsan bazen, belki de çoğu zaman, ya da ne bileyim işte öyle anlarda. Bu tip belirsiz kelimelerle yoğun ya da öylesine anlam yükler bir şeylere. Değer verir yani. İnsana değer verir, hayvana değer verir, doğaya, taşlara, kitaba ve belki kendine değer verir. Sevgilisine değer verir; onu öpmek ona dokunmak bir değerdir kimisi için, bir başkası için ona dokunamamanın verdiği haz değerdir. Mezun olmak, derslerinde başarılı olmak birileri için değerken, bir başkası için hayattın sınavında kalmamak daha değerlidir... Herkesin değeri farklıyken ve bunca ayrı yüzler, fikirler kol gezerken gezegende hala "bir" yapmaya çalışmak kendini, birilerini saçmalıktır... Hele ki duyguları standartlara sığdırmaya çalışarak bunu aramak en büyük saçmalıktır; değer anlık bir şeydir, kimisi için saniye kimisi için ömür süren. Yaşasın bireysel duyguların güzelliği, hıh?

Zaten gün gelecek değer verdiğimiz ne varsa kaybolup gidecek, hiç bir şey olmazsa ölüm var; en güzel filmlerin bile bittiği, en edebi romanların sonuna dahi nokta konulduğu evrende her şeyin sonu var, var ama görmek isteyene... Bitişin o bir anlık boşluğunda anlıyor ki insan, bitmek başlamaktır... Başlamak bitmektir, böyle kördüğüm olmuş döngülerin içerisinde bir o yana bir bu yana savrulan düşlerine rağmen insan yine de umut edebiliyor... Hayret....

#129

canım acıyor. etime değil bildiğin canıma batıyor düş kırıklıklarım. doğru bildiğim bir yolda hep can kırıklarıyla yürüdüm, çırılçıplak. gülleri hiç sevmem, kasımpatı belki ya da fesleğen. canımı acıtan dostlara da yazıklar olsun... Nefesim kesiliyor, yüreğimdeki çocuğun üzerine kapatılıyor kafesim. aşina bir korku parmak uçlarımda, kelimelerimde izleri. Batıyor her harf geleceğime. etim soğuyor, canıma batıyor kıymıklar, yalan söyleyen geçmişe de yazıklar olsun!

#130

-Sıra sende.
-Düşünüyorum izin verirsen.
-Neden bu kadar çok düşünme ihtiyacı hissediyorsun ki, alt tarafı bir yaşam, hamleni yap.
-Neden mi? Elim uzanmıyor artık kırıklarına canımın, batacağı kadar battı zaman en derinime. Almam gereken derslerin pek çoğunda bir hayli başarılıydım. Umutlandıkça düştüm dizlerimin üzerine, tam uzanacakken ellere, bir tekme daha geldi göklerden. Şimdi yaşamak için düşünmezsem yarın ölümle buluşabilirim ve ben o gün yarın olmamalı.
-Bana acıtasyon yapma!

#131

Tanımsız hisler sözlüğünde aradığım manaların karşılığı olabilecek bir yerin var yaşamımda,
varlığına duacı bir mü'min gibiyim.

ama ruhumu hissedemediğin zaman beni bana bırak
kendimle yaşıyorum belli ki.
yeniden döneceğim güzelliğine.
bazen kaybolurum içinde, bulamazsın bazen beni aradığın yerde;
alışacaksın.

çok sevdiği için çok üzer insan, insanı. Sevmemeliyim belki de seni.
canımın bu kadar acıyacağı günleri hayal dahi edemezdim
günahlarımın bedeli olabilir misin meleğim?
bazen ömrüne ne anlam yüklersen yükle eksik bir yanın
sana ihtiyacım var gibiyim, anlayacağın.
noktala damarlarımı isminle, tenimde geleceğini bırak
seveceksin...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...