Pages

Ads 468x60px

27 Ekim 2013 Pazar

Ruh Parçası #124 Sessiz Bir Ölümden önce Veda Etmek İstediğim Kadınlar Var.

Ruh Parçası #124
Sessiz Bir Ölümden önce Veda Etmek İstediğim Kadınlar Var....

      zaman asla kendini unutturmaz. Bir köşe başında ansızın karşına çıkar da başını eğersin. Utancından değil, korktuğundan.
      
       Aklımın dağınıklığında hala bir umutla en sevdiğim geleceği aramam çok yoruyor beni. Düşünmekten, özellikle sonu nereye gidecek belli olmayan kaderleri düşünmekten çok yoruldum.İçimde bilmediğim bir yerlerde saklanan hislerimin kırıntılarını yazmaya da korkuyorum artık. Umuda sarılıp karşıma hiç beklemediğim yerden çıkan heyecan, kelimelerimin de kafasını karıştırdı. Aklımdaki bulanık düşleri ne zaman dökmeye çalışsam, cümlelerim bir şekilde senin yörüngende kayıp bir yıldız oluyor... Kendi oyunumda kendime yeniliyorum ve artık yazmaktan da korkuyorum. Ölebilirim. Bu ölüm sessizliğinde, bilmediğim bu yaşamın düşü içerisinde ansızın sesim soluğum kesilebilir. Her şey yarım kalabilir....
     Beynimin içinde ağını ören bu kader, yaşanmış zamanlardan kalma acılarla süslüyor fikirlerimin duvarlarını. Hayalgücümün tablolarının dili tutulmuş, lafını esirger olmuş dudaklarımdan. Korku ülkesinin sessiz bir vatandaşı olarak kendi deliliğimde boğulacağım sanırım... Artık afilli laflar edemiyorum, demek istediklerimi gizli bir kitaba bırakıyorum. Gözlerim de  o kadar dalgınlar ki başka hikayelere de ortak olamıyorum, kusura bakmayın ama sanırım eski günlerdeki gibi geçmesini bekleyeceğim bir köşe de. İkinci kez pişman olacağım adım gibi biliyorum geleceği kaçırdığım için ama tanıdık birinin de dediği gibi; ciddi zamanlama problemlerim var. Yanlış zamanda yanlış yerlerde heyecanı buluyorum, ben kendime naptıysam hep bunu ararken yaptım ve ardıma bakmadan kaçmaya çalışıyorum sanki söylesem dilimdeki son sevda sözlerimi, kuşlar uçacak ve gidecek oda.... Bir kere kaybetmişsen kelimelerini,  yolun bitme ihtimaline katlanamıyorum artık....
        Güldüğüme bakma, gönül sancım başladı gene. Denedikçe yanıldığım, onurlu yaralar edindiğim zamanlardan kalma bir hatıra, heyecanına karışıyor. Haberin yok ama senin haricinde herkes tanıyor içimdeki yerini. Takdire şayan övgüler alıyorsun haberin olsun ve adın ne zaman geçse soğuk düşler damlıyor alnımdan, ağlasam geçer mi Tanrım?
         Cehennemin kapılarını merak ederken işlediğim günahlar öğretti ki, aşk iki insanın birbirinin zamanından çalmasını yasaklıyor, kaçıyorum bu yüzden. Gururlu bir şehre taşınacağım; asla gelecek sezon ekranlarda yer almayacak bir senaryoya inanmakla ne kadar hata yaptığımı biliyorum. Tadı damağımda misafir zamanlarımın ancak senin için her sabah pencereni aşındıran basit bir meltemden öte değil ismim. Gitmem gerek.... Ve eminim ki tüm bu günahların bedelini ödemek için uykudan uyanır uyanmaz bir sabah vakti, ikinci kez çaldım kapını; şimdi her gitmek istediğimde karşıma çıkıyor güzelliğin, Tanrım bu kadar acıdan sonra cenneti görebilir miyim? Hayır Tanrım, onun cennet olduğuna inanmayacağım, artık sahnelenmeyecek oyunlarda başrol olmaktan çok yoruldum, anlıyor musun?
         Hep kendimi ararken merak ettim, bir insan bambaşka bir insanın ayak seslerini nasıl gözler, nasıl hasretle bir yudum sohbetini bekler, diye. Şimdi anladım ki kendimi ararken ne çok kaçırmışım sevdaları. Tam kendimi suretinde bulmuşken berrak bir aynanın karşısında, uğursuz bir belirsizlik bozdu büyüyü. Kendime dönmeye o kadar hazırdım ki hemde seninle.... Görüyorsun ki kelimelerim yine seni bulmayı başardılar. Sesimden çok onlarla konuştun ne de olsa....
         Öğrendim ki sevmeye engel değil tanımadığım üçüncü tekil şahıslar ve öğrendim ki umuttur yaşatan da öldüren de insanı.... Birini sevmek için iki kişiye ihtiyacı yok der eski mevlevi şeyhleri oysa ne çok yanılmışlar,Sevgili'nin aşkına giderken ikinci bir güzelliğe ihtiyacı var en kara düşlerin bile... Bekleme sevgilim, yolunu kaybetmiş bülbül gibi, gül rengi şaraplarda öleceğim....
        Daha çok söz edilir de üzerine alınmanı istemiyorum, diyeceklerimi gül güzeli yüzüne saklamakta inatçıyım, hem gittikçe melankolikleşen gecemi seninle daha da derinleştirmek istemiyorum, izninle susuyorum, yine. 

Şaban Sarı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...