CEHENNEM’E BİR BİLET LÜTFEN
İlahi Yolculuklar Merkezi’ne gittim,
Danışmadaki meleğe eğilip
“- cehennem’e tek kişilik bir bilet lütfen”.
Damarlarımdaki açık
denizlerimde batan şeytan flamalı gemilerden sızan
Petrol karası
günahlara bulanan kanatsız sevdamı
Hiçbir çevre örgütü
arındıramaz benden, rafine edemez senden.
Kaptan’ istemiyordu
oysa seninle benim ortak hiçbir denizde bulunmamızı,
Buluşsak, kıyamet
kopardı sanki!
Günahtık, simsiyah!
Ruhuma yaklaşan
mülteci hayallerin
Karasularımda Azrail
tarafından baskına uğradı,
Mavi güzelliğine,
sarışın ölümler hiç yakışmadı cehennem azabım;
İntikamını kaderden
alacağım!
Katli vacip
melekler, kitaplar, peygamberler ve kaderler yüreğimde
Araf’ta pusu
kuracağım her birine kelimelerle.
Cehennem ateşinde
yanan yüreğimde sorgulayacağım hepsini
En usta işkencelere
taş çıkartan hayal gücümle.
Islah edeceğim
hepsini tanrıyı oynayarak,
Hesabını cehennemden
soracağım!
Dünyada yanacağım
sensiz ateşlerde buz tutan yüreğimle;
Ben aşk’ta yanmışım
zaten daha ne
Zebaniler biraz daha
günah atın ateşe!
İnkar etmediğim tek
inanç sistemi gözlerinken
Sen daha doğmadan
yüreğimde, kaderlerimizin göbek bağını kopardı gizli tarikatlar.
Tekrar söylüyorum,
Tanrı’nın en büyük günahı biz’dik
Ve yeminliydi kader
biz’i yan yana gelemeyen sen_ben olarak tutmaya.
Aramızda uçurumlar
kurdular, mahşeri bir kalabalık protesto etti ayrılığı;
O uçurumlardan attım
baba, oğul ve kutsal ruhu.
Ben, Allah’ı olmayan
seri bir aşığım, alacağım tüm can’ları sensizliğe sebep
Körü körüne
inanıyorum dudaklarına, sana sığınıp!
Tüyü bitmemiş
aşkımın hakkını yiyen bu düzeni
Kendi küçük
tarikatımla birer birer yok edeceğim ve Azrail’in canını en son alacağım:
Dudaklarını öpeceğim
gözleri önünde!
Sensiz soluduğum
havayı, yüreğini kirleten damlaları, tenine dokunan toprağı ve ruhunu yakan
alevleri kiraladım,
Kiralık elementler
tuttum, öldürecek bizi ayıran her şeyi!
Cezasını cennet
çekecek.
Bana şah damarımdan
uzak olan öpüşlerin,
Kalbime mühür vuran
ilahi güçlere karşı darbe yaptı!
Yalnız kapılarımı kırıp,
içerideki senlerden tenimde bir müze yaptılar: “aşk’ın günahı”ndayız.
Gözlerimin
muhitindeki suyu bol alanlara dar ağaçları diktirdim, yeşillendirmek için biraz
çevremi.
Meyvelerini asıyorum
dallarına teker teker, ibret-i alem’in damak zevki için.
Mahallenin çocukları
tırmanıyor günahkar meleklerin gövdelerine.
İstiklal
mahkemelerini yeniden toplayıp yargılayacağım O’nu, kalemini kırıp sensizliğin,
idam edeceğim O’nu da; kırık kalemle yalnızlığımı bıçaklayacağım…
Kararı yüce
divan’dan soracağım!
Sensizim! Son bir günah daha işleyeceğim
Suiistimal edilmiş
inancıma suikast düzenleyerek ayetin birinde.
Bir günah daha
yazılsa alnımdaki kadere, en fazla biraz daha sensizim!
Yalnızım! Bir adım
daha atsam yaşamda, cehennem’de yanındayım!
Tekrar söylüyorum, tanrı’nın
en büyük günahı Biz’dik.
“pencere kenarı mı olsun beyefendi?”
“Hayır, onun gözlerinin kenarı olsun!”
ޔS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder