Pages

Ads 468x60px

25 Ocak 2013 Cuma

RUH PARÇALARI #42

Var olduğumuzun kanıtı bile şiddetli bir tokatla belirleniyorken, ağlamadan yaşadığımız düşünülmüyorken; mutlu olmak nedir ve kime göredir?


Burçları bilmem ama doğumumuz kişiliğimizi etkiliyor.


25ocak1993. Çok meraklı olduğum gerçeğini ilk annem bu tarihte keşfetmiş olmalı çünkü 7. ayda dünyaya gözlerini açmış bir çocuğun en büyük özelliğinin bu olması gerekir. Sonrasında ise sabırsız, oynak bir beden olacağımı tecrübe etmişler ve ediyorlar....
     Avuç kadar bir çocuğa ilk kez sahip olan gencecik insanlara "yaşamaz" diyen doktoru 20. yaş günümde tekrar selamlıyorum ve sanırım benim hakkımda bana sormadan yapılan yorumlara ilk tepkimi yaşayarak göstermişim. Benim adıma bana danışmadan verilen kararlara karşı çıkmaya bana yaşamaz diyen doktorlara inat adam olarak öğrendim.Bana  "neden beni hiç dinlemiyorsun" diyen sevgili arkadaşlarım cevabını almışlardır umarım.
      Kalıplara sığmamayı daha bu tarafa gözlerimi açmadan öğrenmiş biri olarak bana şimdi kimse bir su damlasıymışım gibi davranamaz. Farklı olduğumu  ben yaşımdaki anne babanın heyecanı içerisinde öğrendim ben.
      Yukarıdaki tarihten beri var oluş hikayemi her anllattığımda ruhum gereği heyecanlanırım, sabırsızlığıma sabırsızlık katarım ve bir çırpıda açıklarım....
     Benim iki doğum günüm var evet. Biri ailemi korkuyla karışık mutlu ettiğimi bu tarih. Bir diğeri ise beni bir sınıra bağlayan mavi kağıt parçasında yazan "resmi" doğumum. Ruhum ocaklı ama bedenim nisan. Siz ikisinde de beni hatırlayın....
     20 yılımı düşününce aklımda pek çok anı ve heyecan var. Yaşamadığım güzellikleri ileriye saklıyorum ama istediğim her şeyi o doktora inat başardım.
   Sanırım iyi ki doğmuşsun diyecek pek çok insan biriktirdim gönlümde; Ben asıl onlara teşekkür ediyorum beni büyüttükleri için....

Bir anı: Yeni doğmuş bir bebeği elinde tutan genç adam bu canlıyla ne yapacağını bilmemektedir. Kalbindeki heyecan ve sevgi ise hiç bir kelimeyle anlatılamayacak kadar tarifsiz. Güzel karısı evladının başında değilken korkan adam, üşüyor olduğunu düşündüğü bebeğini kucağına alıp, sobaya yönelir ve onu sobanın üzerinde kendince ısıtmaya çalışır. O an odaya giren kadın sorar "ne yapıyorsun metin"; " çocuk üşüyordur diye onu ısıtıyorum?". İşte babalık böyle bir durumdur ve her aklıma geldiğinde güldüğüm bu olay beni bu kadar düşünceli  yaptı ve bence hayat felsefesi bu olan bir insan asla yenilmez. "babandan daha iyi bir adam ol."



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...