MEÇHUL SEVGİLİYE “SUS”
ÇAĞRISI
Dilimi
yakan kor bir kelimedir aşk;
Yazmaktan
kalemimde tüy bitti yüreğimdeki yangınlar sönsün diye.
Arsız
gecelerin, uykusuz yataklarında öldüm
Gözlerim
açıktı, dudaklarım kapalı.
Geceleri
ölmeden önce hayaller kurdum
-tamam
bazen âşık oldum.
Hiç
tanımadığım kadınlar sevdim, uzaktan:
Ben
sapkınlığı sevdaya karıştırmadan, aşk’ı sek acılarla tattım.
Boğazımda
sıkışan kelime trafiğini,
Kalemlerle
kontrol altına alırken, yine trafik ışıklarının rengi sustu.
Gözlerimden
mülteci gözyaşları dökülürken
Dudaklarım
sarhoş bir aşka kana(ya) kana(ya) susuyordu.
Söyle
şimdi meçhul sevgili, kaç türlü susulur?
Elimi
kolumu bağladı hayat bu renksiz gömleklerle.
Akordu
bozuk dünyada yalnız melodiler kondu parmak uçlarıma.
Sevmek
bilakis gecelerde zor bu deli mekânı bedenimde;
Her
hücre başında ayrı kavga, ayrı sevda…
Kalbin
atmayı unuttuğu saatlerde sessizliği dinlemelisin,
Susunca
dünya, bir başka boyutta inanıyor insan aşka.
Tanımadığım
kadınlar yine, tanımadığım rüyalar gibiler.
Sarışın
sanki dünya bu akşam, gözleri…
Gözlerini
göremedim, sustu kirpiklerime asılı çığlıklar
Oysa
saat daha erkendi, bu saatte kapatılmaz hiçbir yağmur.
Tekelini
devletin yürüttüğü baskınlarda,
Sorgulanırken
bedenimin karanlık dehlizlerinde sustum yine.
Kaçak
sevdim, kaçak seviştim diye, tutukluyum sessizlikte:
Söyle
şimdi meçhul sevgili, kaç türlü susulur.
Fikrimi,
yani seni, soracak olurlarsa bana hiç tanımadığım eski bir zaman,
Daha
aşkta yetiştirdiğim bakla ıslanmadı
Hem
cevabını bildiğin soruları neden sorarsın
-daha
gelmedin ki.
Damarlarımda
dolaşan uzun konuşmalarım var benim,
Gelişin
şerefine kurban edeceğim;
Ama
sıkılmandan korktuğum için jiletlerle kısaltıyorum onları, her yer gökkuşağı
gibi kelime.
Lâl
şiirler, âmâ imgeler, topal kalemler ve yetim şair!
Devrik
bir çoğul eki olabilmek için adıma bağlı
-Biz
ekine ihtiyacım var.
-Biz
ekine ihtiyacım var öğrenmek için şu ayeti: seni seviyorum.
Söyle
şimdi meçhul sevgili, kaç türlü susulur.
Yüreğime
de inecek olursak ahşap merdivenleri göz uçlarımda inerek
Erkek
evi işte ne beklersin: darmadağın bir hayat, toz tutmuş sahte aşk tabloları,
yazılmayı bekleyen cilt cilt sevda…
Bir
kadın eline ihtiyacım var toparlanmak için, ancak onlar anlar kalbin dilinden.
Kalbime
gelen yol kenarında oynarken görürsen sesimi, biraz çekingendir alınma
susuşlarına;
Delikanlıdır
ama ısınmaz herkese canı.
Söylemez
Görse
de yüreğime gelen yabancı hayalleri
Duysa
da zamanın ayak seslerini
Bilse
de dili tutulmuş sevda bakışlarının lisanını
Söylemez…
Söyle
şimdi meçhul sevgili,
Diller
mi mühürlü
Eller
mi tutuklu
Yoksa
fikirler mi kör ki bu yürek anlatamaz içindeki sevda sözlerini bembeyaz
tenlere;
Söyle
şimdi meçhul sevgili, öyleyse kaç türlü susulur!
"Ş"aban
"S"arı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder