Anlamaya çalışmakla başlıyor tüm hatalar. Genellenmiş tanımların arasında kendimizi arıyoruz tüm yaşamımız boyunca, bulamıyoruz. Çaresiz kaldığımız zamanlarda, bizim gibi aradığını bulamayanlara sarılıyoruz... Toplumsallaşma yumağı içerisinde kendine uygun bir kıyafet arıyorken ruhlar, aşkı da hasreti de, ölümü de yaşamı da, mutluluğu da hüznü de başkalarının eskileri olarak giyiniyor. Acilen kendi rüzgarımıza kapılıp bireysel kavramlara inanmalıyız! Bu kavgada en ağır darbeyi daima aşkından almıştır insanlık, yara bere içinde yüzü gözü. Umudu yok aşkın ayağa kalkacağına dair çünkü unuttuk "aşk iki kişilik bir örgütlenmedir". Aşkında diğerleri gibi - inanç, sadakat, özlem- halka arz edilmesine gerek yok, kendi içinde de büyüyebilir, istenirse.
Ruh Parçası #105
Mutsuzluklarımızın tek sebebi elimizdekilere sahip çıkmak yerine, başkasının mutluluklarını istiyor oluşumuz olabilir mi?
Ruh Parçası #106
Düşlediğimiz
dünyada değiliz... Uyanalım lütfen! Varmayı umduğumuz hayattan geçmeyecektir bu
ömür, yanlış bir durakta inmek zorundasınız çok geç olmadan, şimdi...
Tekinsiz sayılabilecek bir vakitte, bilincinin kapısını hızla çalan bir
yalnızlığın sebebidir bu telaş; hayallere dalmak üzereyken irkilen ruhunun peşi
sıra aralamaya gittiğinde fikirlerini, karşısında daha yeni ölmüş bir düşü daha
karşılamak artık hiç kimseye olağan dışı gelmiyor çünkü düşlediğimiz dünyada
değiliz.
Şaban Sarı - Ş"S-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder