Pages

Ads 468x60px

18 Kasım 2012 Pazar

Ruh Parçaları #8

#8 Şehir ve Ruh

Hiç direnmeden, hiç düşünmeden nereye gittiğini, bazen öyle bir savruluruz ki bir rüzgarın peşinde, durduğunda ruhumuzdaki bu kara fırtına, kara gecenin koynundan parlak bir sabaha uyanırız. Bıraktığımız şehirden bambaşka bir şehre açarız gözlerimizi. Bedenimizi yepyeni bir soğuğa alıştırmaya çalışırken, yabancı gözlerle izler bizi şehir. Bilinmezliğin derin korkusu ürpertir düşlerimizi. Ruhumuzun parçalarını bıraktığımız şehirden uzakta, yeni hayaller peşine düşeriz. Artık doğduğumuz yer, yaşadığımız yerdir!. Geçmiş, sert bir fırtınanın ardında yıkık bir kenttir, gelecekse karşıda kollarını açmış bizi bekleyen şefkatli bir umut…
Bu şehre uyandığımda ilk kez; ilk gecesini atlatmış bir gelin utangaçlığında doğruldum yataktan. Yanımda uzanmış yalnızlığıma ve kapıda bekleyen çaresizliğime aldırmadan kalktım,  pencereden seyre daldım bu yeni dünyayı. Bu koskoca gezegendeki küçük bir toprak parçasında bir nokta olan beni düşündüm. Hayat burada bir başıma ayakta durmamı istiyordu benden. Aileden, eski dostlardan uzakta, tertemiz bir sayfa açma şansıydı bu: korkularını yenme, hatalarını düzeltmek için kaderin sana sunduğu ikinci bir şans… Gençliğin damarlarımda aktığı yıllarda omuzlamıştım Atlas gibi dünyanın yükünü. Ağır geldikçe yaşam, dikleşiyordu başım; doğruluyordum kendi ayaklarım üzerinde. Korkunun ve yalnızlığın karanlık yüzü gölgeleniyordu aynalara baktığımda; gücüme inanmayı bıraktığımda, dizlerimin bağı çözülüyordu artık bu şehirde! Kaybetmek, yalnız da ayağa kalkamayacağını kabullenmekti ve korkaklara göre değildi yaşam mücadelesi!
Bir şehir size pek çok kez yenilmeyi öğretir, dibe vurmayı ve korkudan titremeyi öğretir ama aynı zamanda size ayağa kalkmayı, direnmeyi ve güçlü durmanın anahtarlarını da verir, sokaklarına gizler, yaşamınıza gizler ki siz kendi kendinize bulasınız diye tüm bu ipuçlarını. Yenilik her insan için korkudur. Tanımadığı yüzler, tekin olmayan sokakları, havası ve açlığıyla vahşi bir canavar da olabilir bu şehir, en sevdiğimiz anları saklayan eski bir albüm, en sıcak sohbetlerin mekanı da olabilir…
Tüm renklerin birbirine karıştığı bu şehirde, gün geçtikçe dibe vurdum önce; bembeyaz umutlarım ve hayallerim, her düşüşümde biraz daha siyaha boyandı ve en dibe düşmüşken, en sevdiğim renge ulaşmak için kalktım şehrin beni yutmaya çalışan havasına isyan ederek! Ben bu şehirde Anka oldum; küllerimden doğdum… Ardımda annemin sevgisi, babamın güveni vardı, yanımda olamasalarda: dostum hiç olmamıştı şimdiye dek; yükselmek için dosta ihtiyacı vardı insanın bu kentte… en cesur insanlardan en savaşçı orduyu kurdum ve üzerine gittim yalnızlığın; bir şehirde kimsesiz kalmış tüm hayalleri tekrar fethetmek için… mutluluktan çok huzurda benim gözüm; bu taze halimle geleceğe sarılıyorum korkusuzca çünkü bu şehir benim cesaretimdi; bir başıma hiç tanımadığım yollara atıldım. Korkaklar bin kez kaybeder bir şehirde, cesurlarsa her şehirde yalnızca bir kez yenilir bir şehirde…
Hiç ummadığımız rüzgarlar bizim yelkenimizi şişirir ve ummadığımız limanlara sürükler bizi çünkü her limanda vardır bir bekleyen hayallerimizi… Hiçbir şehir korkutmaz içimizdeki yaşama sevincini, yeter ki rüzgara bırakma cesareti olsun yüreklerde….
"Ş"aban "S"arı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...